KaosGL 25 Yaþýnda: “Bu Karamsarlýk Ýçinde Kutlamamýz Gereken Bir Mücadelemiz de Var"
KaosGL`den Yýldýz Tar, "Toplumsal hareketlerde üç ana safhadan bahsedilir: Görünürlük mücadelesi, tanýnma ve eþitlik. Türkiye nezdinde görünürlük ve tanýnma arasýnda gidip geliyoruz" diyor.
KaosGL bu sene Türkiye’de LGBTÝ mücadelesinde çeyrek asrýný tamamladý. Bu yýldönümüne de ironik bir þekilde Ankara Valiliði’nin OHAL kanununa dayandýrdýðý ama OHAL’in ardýndan sonlandýrmadýðý, hukukçularýn bile anlamlandýramadýðý “süresiz LGBTÝ etkinliði yasaðý”yla girdiler.
Tam da derneðin 24. yýlýný doldurduðu gün KaosGL’den Yýldýz Tar’la buluþtuk. Ankara merkezli bir örgüt olarak Ankara’daki yasaktan nasýl etkilendiklerini, bu yasaðýn diðer illere yansýmalarýný, insan haklarý ve LGBTÝ’lerin insan haklarýndaki küresel krizi ve biraz da popüler kültürde LGBTÝ meselesini konuþtuk.
Ankara merkezli bir örgüt olarak son bir senedir çalýþmalarýnýzý nasýl devam ettiriyorsunuz?
Toplantý ve örgütlenme özgürlüðü elinden alýndýðýnda nasýl devam edilebilirse, öyle devam ediyoruz. Daha çok yayýncýlýk faaliyetleri öne çýkmaya baþladý. Çünkü fiziki olarak toplanmak bir risk getiriyor. Sadece LGBTÝ derneklerinin etkinliklerini kapsayan bir þey deðil, baþka alanlarda çalýþan örgütlerin LGBTÝ konulu etkinliklerini de kapsayan bir þeye dönüþtü. Geçtiðimiz günlerde polis, Ankara Barosu’nun film etkinliðini basarak filmin gösterimini engelledi. Þu an Ankara’da içinde LGBTÝ geçen bir etkinlik yapmak mümkün deðil.
Biz ne yaptýk? Bir yandan medya oluþumumuz olduðu için medya faaliyetlerimizi arttýrdýk. Klasik anlamda haberciliðin dýþýnda, web sitesini LGBTÝ kamuoyu ile iletiþime geçtiðimiz bir alana çevirdik. Ayrýca daha fazla danýþmanlýk faaliyeti gerçekleþtiriyoruz, ihlale uðrayanlarý gerekli kuruluþlara yönlendiriyoruz ve bir að oluþturmaya çalýþýyoruz.
Biz sadece Ankara’da etkinlik yapan, Ankara’da varolan bir örgüt deðildik. Türkiye’nin birçok yerinde etkinlik yapýyorduk ve yasaðýn ardýndan bunlarý çoðalttýk. Aslýnda Ankara’daki yasaðý ülke genelinde bir dayanýþmayla kýrmaya çalýþtýk.
KaosGL.org’u bir iletiþim platformuna dönüþtürmeye çalýþtýðýnýzý söyledin. Yasakla birlikte size ulaþanlarýn sayýsý arttý mý? Yasaða baðlý nasýl bir hareketlenme oldu?
Yasakla birlikte çeþitli illerden gelen dayanýþma mesajlarý çok güçlendirdi. Bugüne kadar hep “yalnýz deðiliz” cümlesini kurardýk ve duyardýk, ama “Yalnýz deðilsiniz” cümlesini duymak beni çok etkiledi.
LGBTÝ örgütleri dýþýndaki örgütlenmelerden mi bahsediyorsun?
Hayýr, LGBTÝ örgütlerinden bahsediyorum.
Peki yasaktan sonra LGBTÝ örgütü olmayan hak örgütleriyle, meslek örgütleriyle çalýþmalarýnýz arttý mý?
Bu konuda resmin çok parlak olduðunu düþünmüyorum. Yasak açýklandýðý dönem söylemsel düzeyde olumlu adýmlar atýyor gibi görünseler de, þu an gündemlerinde olan bir konu deðil.
Hep “çok daha büyük meseleler varken LGBTÝ meselesiyle mi uðraþýlacak” denirdi. LGBTÝ meselesi büyük bir meseleye dönüþüp, nadir rastlanýlan bir þekilde süresiz yasak ilan edildiðinde diðer insan haklarý örgütlerinin bunu bir insan haklarý meselesi olarak görüp çok daha yoðun bir þekilde bununla mücadele etmesi gerekirdi. Böyle bir þey olmadý.
Yasak ilan edildiðinde bir röportaj yapmýþtýk ve o röportajda da hak örgütlerine böyle bir çaðrýda bulunmuþtun. Destek gelmedi mi yani?
Ankara’da kadýn örgütlerinden destek geldi. Feministlerle senelerdir süren dayanýþmanýn sonucunda birçok feminist oluþumla birlikte bir þeyler yaptýk. Ama anaakým insan haklarý hareketinin Türkiye’de durduðu yer, sadece kendisini insan haklarý hareketi olarak gören bir yer. Ýnsan haklarý örgütlerinin yaþadýðý sorunlar, o örgütün yaþadýðý sorunlardan ibaret görünüyor. Ýnsan haklarý çalýþmalarý sýralanýrken, LGBTÝ’lere deðinilmiyor bile. Bu çok can acýtýcý bir þey. Tabii ki çalýþmalarýnda, raporlarýnda LGBTÝ haklarýna yer vermeye çalýþan bir gelenek de var. Ama anaakým insan haklarý hareketinde bu yok.
Artýk “LGBTÝ’lere ulaþamýyoruz” diye bir mazeret de yok. LGBTÝ’ler neden o toplantýlara gelmiyor? Çünkü oraya geldiklerinde ayrýmcýlýða uðrayabileceklerini düþünüyorlar. Orasý onlar için bir kamu kuruluþundan farklý deðil. Kimse LGBTÝ’lere oraya gelirse ayrýmcýlýða uðramayacaðýnýn garantisini vermiyor, bu söylemin bir parçasý haline gelmiyor. Bu da bir tür “deðerli yalnýzlýða” dönüþüyor; deðerli çünkü hala sembolik bir önemi var. “Ya ne kadar kötü þeyler yaþanýyor” noktasýnda bir deðer atfediliyor.
Yasakla birlikte ihlaller arttý mý?
Þu anda sayý olarak söyleyemem, raporumuz henüz bitmedi ama gözlemimiz arttýðý yönünde. Örneðin OHAL’e paralel bir þekilde, Ankara’daki trans seks iþçisi kadýnlara polis baskýsýnýn arttýðýný görüyoruz.
Bu durum sadece Ankara için geçerli deðil sanýrým.
Hayýr, deðil. Ýzmir’de Alsancak’ta geçtiðimiz sene trans kadýnlar sokaða çýkamadýklarýný söylüyordu. Bornova Sokak, trans kadýnlarýn yoðun olarak yaþadýðý bir yerdi ve sokaðýn giriþinde ve çýkýþýnda polis bekliyordu. Trans kadýnlar sokaða çýktýklarý anda para cezalarýyla, þiddete varan uygulamalarla ve keyfi gözaltýlarla karþýlaþýyorlardý.
Ankara’da daha geçen hafta zabýtalar trans kadýnlarýn evden çýkmalarýný engelleyen, onlara þiddet uygulayan ve yetkilerini aþan uygulamalara imza attýlar.
Ýstanbul’da geçtiðimiz ay Esra Ateþ karakolun dibinde, Beyoðlu Karakolu’na 100 metre mesafede boðazý kesilerek öldürüldü. Fail ifadesinde soðukkanlý bir þekilde öldürdükten sonra eþyalarý alýp, kendi evine gittiðini, duþ aldýðýný, ne kadar rahat hareket ettiðini anlattý. Bu durum, nefret cinayetlerinde alýþýk olduðumuz bir durum. Ama bir yandan da bu cesareti veren, bunu arttýran þey bu yasaklar.
Onur Yürüyüþü’nün yasaklandýðý, baþkentte LGBTÝ etkinliði yapmanýn mümkün olmadýðý bir yerde, failler cesaretlendiriliyor.
“Kendisini LGBTÝ’lerin karþýsýnda konumlayan medya, güç kazandýðýný hissetti, hak temelli medyanýn haber sayýsý azaldý”
Yani nefret saldýrýsýnda bulunduklarýnda devletin onlarýn yanýnda olacaðýný mý düþünüyorlar?
Aynen öyle. Cezasýzlýk her zaman sistematikti ama sokaða çýkmasý, söyleþi-panel düzenlemesi yasaklanmýþ bir gruba saldýrmak çok daha meþru görülüyor. Tehlikeli olan kýsým da bu. Türkiye tarihinde her zaman idari yasaklarla karþýlaþtýk. Ama özellikle genel ahlak, toplum saðlýðý, hassasiyetler dediðinizde yeni bir dönem açýyorsunuz. Ben yasaklayayým, LGBTÝ’ler öldürülsün, günün sonunda LGBTÝ’ler hiçbir þekilde varolamasýn…
Bir dönem bir toplumsal dönüþüm ve farkýndalýktan bahsediyorduk. Bu yasak, bahsedilen farkýndalýða yönelik de bir müdahale. Hekimlerin bile homofobik uygulamalara baþvurduðunu görüyoruz.
Bu uygulamalarýn OHAL ve OHAL’in kalkmasýndan sonra da devam eden yasak ikliminden ayrý olduðunu düþünmüyorum. Bir keyfiyet saðlýyor.
Bir diðer mesele medya. Geçen seneki raporumuzda haberlerin yarýsýnda hak ihlali olduðunu söylüyorduk. Bu sene daha rapor çýkmadý ama çok daha fazla hak ihlali olduðunu düþünüyorum. Bu medyanýn deðiþimiyle ve tekelleþmesiyle de alakalý ama fütursuzca saldýrýlar söz konusu. Mesela Yeni Akit LGBTÝ’leri hep hedef alýrdý ama bu kadar sýklaþmasý yasaðýn getirdiði bir þey. Kendisini LGBTÝ’lerin karþýsýnda konumlayan medya, güç kazandýðýný hissetti. Daha hak temelli diyebileceðimiz medya da daha az haber yapmaya baþladý.
Yasaklarla birlikte haber konusu da azaldý.
Haber azaldý ama haberin azalmasýnýn dýþýnda otosansür de var. Çünkü artýk sen tehlikeli bir konumdasýn. “Yaþam haberinin bir yerine koyayým, ilgi çeker”den çýkýp, tehdit olarak algýlanan bir þeye dönüþtü.
Kamunun LGBTÝ’lere karþý çatýþmacý bir pozisyona konumlandýðý ve bu gerçekliði “mücadele edilmesi gereken bir þey” olarak gördüðü bir dönemin içerisindeyiz.
“Farkýndalýk konusunda yýllar önceki noktaya döndük”
Bu noktada þunu merak ediyorum, “toplum saðlýðý”, “genel ahlak” gibi gerekçelerle ilan edilen bu yasak öyle irrasyonel bir zemine oturmuþ durumda ki, tartýþmaya da açýlamýyor. Bir LGBTÝ örgütü olarak bununla nasýl baþa çýkýyorsunuz?
Bundan belki 5 yýl önceye kadar “cinsiyet kimliði nedir, eþcinsellik neden hastalýk deðil, suç deðil, vs..” gibi tartýþmalarýn safhasýnýn geçtiðini, artýk istihdamda ayrýmcýlýk, saðlýk hakkýna eriþim gibi konularý daha çok konuþmamýz gerektiðini söylerken, hayat sana þaka yapýyor ve Ankara Valiliði “toplum saðlýðý” diyerek eþcinselliðin hastalýk olduðunu; “genel ahlak” diyerek bunun ahlaksýzlýk olduðunu, “kamu güvenliði” diyerek suç olduðunu iddia edebiliyor ve seni fabrika ayarlarýna geri döndürüyor. Bu çok trajikomik bir durum; iki ileri – bir geri….
Bir yandan da hak mücadeleleri baþka alanlarda da böyle.
“Haklardaki sefalette maalesef yalnýz deðliiz, bu küresel bir sorun”
Evet, hak kazanýmlarýnda küresel bir gerileme olduðu konuþuluyor. LGBTÝ haklarý açýsýndan bunu nasýl deðerlendirirsin?
Bazen Türkiye’de her þey kötüye gidiyor ve yalnýzýz, diye düþünüyoruz ama maalesef felaket ve haklardaki sefalette yalnýz deðiliz. ABD’de Trump yönetimiyle translar orduya alýnmamaya baþladý, cinsiyetsiz tuvaletlerin ulusal ölçekte bir krize dönüþtü nefret saldýrýlarý gerçekleþti. Obama döneminde bir LGBTÝ özel elçisi pozisyonu yaratýlmýþtý ve küresel anlamda LGBTÝ haklarýnýn geliþmesi için çalýþacak bu pozisyon Trump geldiðinden beri boþ duruyor. Zaten ABD’de Obama döneminde evlilik eþitliði tartýþmasýnda bir özgürlük illüzyonu yaratýlmýþtý, ama özellikle siyah ve Latin trans kadýnlara yönelik nefret saldýrýlarýnýn yüksek olduðu bir ülkeden bahsediyoruz.
Biraz daha aþaðýya indiðimizde Latin Amerika’dan LGBTÝ aktivistlerinin kaçýrýldýðý, iþkence gördüðü ve öldürüldüðü haberleri geliyor.
Biraz daha kendimize yakýn coðrafyaya bakalým. Geçtiðimiz günlerde Gürcistan’da tüm Kafkas ve Balkan ülkelerinden LGBTÝ aktivistleriyle tartýþma imkaný bulduk. Onlarýn aktardýðýna göre, Gürcistan’da AB’yle iliþkiler nedeniyle farklýlaþma baþlamýþ olsa da Ortodoks Kilisesi’nin yoðun þiddeti ve baskýsý altýnda yürüyen bir LGBTÝ mücadelesi var.
Ermenistan’da Kadife Devrim yaþandý ama oradaki LGBTÝ aktivistleri hala endiþeli. Haziran’da LGBTÝ aktivistleriyle konuþtuktan bir ay sonra, bir LGBTÝ aktivistinin linç giriþimine maruz kaldýðýný duyduk.
Rusya’nýn durumu ortada. Maalesef son dönemde Rusya en benzediðimiz ülkeye dönüþtü. Eþcinselliði suç olarak tanýmlamasa da, propaganda yasaðý getirdiler.
“Devletlerin daha fazla fail olduðu karamsar bir tablo”
Ankara’daki yasaða çok benzemiyor mu?
Çok benziyor. Ankara’daki yasak idari olduðu için kanuna dönüþmüþ deðil, ama zihniyeti, uygulamasý ve sonuçlarý açýsýndan çok benziyor. “Ben seni yasaklamýyorum ama senin herhangi bir þey yapmaný yasaklýyorum” diyor.
Ukrayna’da geçtiðimiz sene bir gey bar bombalandý. Mýsýr’da bir konserde gökkuþaðý bayraðý açýldýðý için bir “eþcinsel avý” baþlatýldý ve 200 kiþi gözaltýna alýndý. Mýsýr’dan haber alamýyoruz.
IÞID’in yaptýklarýný biliyoruz. Ýran idamlarýn sürdüðü bir ülke.
Biraz daha batýya gittiðimizde Belgrad biraz daha olumlu bir örnek gibi görünüyor, en azýndan Onur Yürüyüþleri yapýlýyor. Ama orada yaþan LGBTÝ aktivistlerinin söylediði þey de þu: “Evet, artýk lezbiyen bir baþbakanýmýz var ama bu benim iþe alýnmamý kolaylaþtýran bir þey deðil, sokakta saldýrýya uðramayacaðýmýn garantisi deðil”.
Küresel anlamda insan haklarýnýn ikinci plana atýldýðýný görüyoruz. Devletlerin daha fazla fail olduðu karamsar bir tablonun içindeyiz.
Popüler kültürde LGBTÝ görünürlüðü
Tuhaf olan, bir taraftan bunlar olurken bir taraftan da LGBTÝ meselesinin popüler kültürün bir parçasý haline gelmesi. Bu hem Türkiye’de hem dünyada geçerli. Yani LGBTÝ haklarýný popüler kültürde savunarak rant elde ediliyor ama saldýrýlar, ayrýmcýlýk devam ediyor. Türkiye’den son örnek Hande Yener’in Love Wins þarkýsý. Hepsi bir arada yaþanýyor.
Hande Yener’in Love Wins þarkýsý korkunç bir pazarlama örneði. Birincisi þarkýyý yazan erkeðin açýkça homofobik beyanlarda bulunmuþ olmasý, ikincisi ise Hande Yener’in Ýntizar meselesindeki tavrý. Yener, Ýntizar’ý cinsel yönelim temelli ayrýmcýlýkla iþten çýkaran yapým þirketini savunan paylaþýmlar yaptý ve Hande Yener Onur Yürüyüþleri’ne katýlan, bu nedenle gey ikonlarýndan olan biri. Çok sevilen, beðenilen bir kiþi kendi çýkarý söz konusu olduðunda LGBTÝ haklarýný umursamýyor. Çok ikiyüzlü bir þekilde böyle bir þarký yapýp, kendini temize çýkarabileceðini düþünüyor.
Dünyada birçok sanatçý, cinsel kimlik ve cinsel yönelimleri iþlerinin bir parçasý haline getirmeye baþladý, sadece vitrine koymuyorlar. Dinleyicilerine, ulaþabildikleri kitleye LGBTÝ haklarýný savunduklarýný, bunun insan hakký olduðunu söylemeye baþladýlar. Bir gerileme oluyor ama LGBTÝ örgütlenmesi de artýk dünyada güçlü bir örgütlenme.
Emmy, Oscar törenlerinde çýkan filmleri görüyoruz. “Homoseksüellik endiþesi”ni aþýp, insanlar “evet, eþcinsel de olabilirim, olmayadabilirim, bunun konumuzla ne alakasý” var dediðinde, bu kalkan yükle birlikte daha kaliteli iþler üretildiðini, hem sanatsal hem toplumsal anlamda huzurlu bir yere evrildiðimizi görüyoruz.
“Türkiye’de görünürlük ve tanýnma arasýnda gidip geliyoruz, eþitllik safhasýna geçemedik”
Haklardaki gerilemeler ve yasaklamalar, LGBTÝ varoluþlarýn artýk inkar edilemez olmasýndan da kaynaklanýyor olabilir mi?
Olabilir. Birden birilerinin aklýna esip geliþen bir þey deðil sonuçta. Toplumsal hareketlerde üç ana safhadan bahsedilir: Ýlki görünürlük mücadelesi. Ardýndan tanýnma ve sonra da eþitlik ve özgürlük.
Türkiye nezdinde görünürlük ve tanýnma arasýnda gidip geliyoruz. Ben umutsuz deðilim çünkü cin þiþeden çýktý. LGBTÝ’ler dolaptan çýkýyorlar. Tüm baskýya raðmen Onur Yürüyüþü’ne bir kiþinin katýlmasý bile 50 bin kiþilik bir yürüyüþe bedel.
Demin ABD’den bahsederken aklýma Caitlyn Jenner’ýn Trump yönetimini desteklemesi geldi. Muhafazakar yönetimler de kendi yanlarýnda örgütleyebildikleri yüksek profilli LGBTÝ’lere baþvuruyor mu? Bunun devamýnda, kabul görmek için sisteme asimilasyon ya da muhafazakarlaþma oluyor mu?
LGBTÝ toplumu, diðer gruplara oranla, kendi içinde çok daha çeþitli. Örneðin ulusal meselelerde baðlayan bir coðrafya ve aileden aktarýlan özellikler vardýr, inanç da öyle.
LGBTÝ’ler dediðimizde toplumlar, coðrafyalar, inançlar ve siyasi görüþler yelpazesinin her yerinde olan bir gruptan bahsediyoruz. Tek kesiþen nokta cinsel yönelim, cinsel kimlik oluyor.
Buradan yola çýkarak Caitlyn Jenner’ýn muhafazakar bir yönetimi desteklemesi yeni bir fenomen deðil ama desteklediðini söyleyebilmesi yeni bir fenomen. Reagan’ý destekleyen eþcinsel ve translar da vardý ama ondan eþcinsel ya da trans olduklarýný söyleyemiyorlardý, Reagan’ý desteklediklerini söylüyorlardý. Artýk eþcinsel kimliklerini ya da trans kimliklerini saklamadan, bu kadar görünürken destekleyebiliyorlar.
Türkiye’de de bu çeþitlilik var ama baský insanlarýn daha fazla gizlenmesine yol açýyor. Þiddet ve ayrýmcýlýðýn en temel özelliklerinden biri insanlarý gizlenmeye zorlamasý. Bir insanýn kimliðini gizlemek zorunda kalmasý baþlý baþýna bir hak ihlali. Bu gizlenmenin ne kadar yaygýn olduðunu KaosGL’nin istihdam anketlerinde görebilirsiniz. Baskýlar, kendin olabilme özgürlüðünü elinden alýyor.
ABD’de “sorma-söyleme” vardý. Türkiye’de “yatak odanda ne yapýyorsan yap, dýþarý çýkma” var. Ki artýk yatak odalarýna kadar gizli kamera yerleþtirildiðini, o görüntülerin tartýþýldýðýný görüyoruz.
Bu sene yasaklarla birlikte olsa da, 25. yýlýnýza girdiniz. Bu sene için planlar var mý?
24 bitti, 25’ten gün aldýðýmýz sivil toplum deneyimimizi kutlamak istiyoruz. Tüm bu olumsuz iklime raðmen, nerelerden geçtiðimize bakmak, o dönemleri hatýrlamak ve hatýrlatmak istiyoruz. Beraber yol yürüdüðümüz, yolu KaosGL’den geçen, dergiyi okuyan insanlara “gelin beraber hatýrlayalým” diyeceðiz. Hem mücadelemizi kutlayalým çünkü bu karamsarlýk içinde kutlamamýz gereken bir mücadelemiz de var. Nostalji deðil, köklerimize baktýðýmýz bir sene geçireceðiz. Bugüne kadar yaptýðýmýzýn dýþýnda iþler yapmaya çalýþacaðýz. (ÇT)
Kaynak: bianet 29.09.2018
|
|
Eklenme Tarihi : 02.10.2018 |
Haber Editörü : GaBiLe |
«« GERi
|
Bu haber 184355 kez okundu.
|
Haberi Paylaþ |
Face
|
Blog
|
Frien
|
Mysp
|
Twit
|
|
Not: Bu sayfalarda yer alan yorumlar kiþilerin kendi görüþleridir. Yazýlanlardan gabile.com sorumlu tutulamaz.
Habere Yorum Yaz |
|
Yazý çok güzel olmuþ. Gerçekten de, eþcinsel haklarýnda bir gerileme var. Mesela insanlar hala eþcinselleri iþyerlerinde barýndýrmýyorlar. Sizinle uðraþan size hakaret eden, sizin müdürünüze gidip, BUNU HEMEN ÝÞTEN AT, REZÝL OLUCAZ VALLAHA.. YOKSA SEN DE MÝ SAPIKSIN? þeklinde söyleyen ve o LGBTI birey iþten atýlana kadar herþeyi yapan insanlar var bu ülkede. Ýþin kötüsü, bu konular 25 yýldýr yazýlýp çiziliyor, söyleniyor; ama deðiþen hiç bir þey olmuyor. ALT TARAFI BÝR ÝBNESÝN, GÝT DE FUHUÞ YAP... þeklinde kalýplaþmýþ düþünce, insanlarýn GÖZLERÝNDEKÝ NEFRET bir türlü deðiþmiyor...
Yazan : Calgary
Beðen (2 kiþi bu yorumu beðendi.)
|
Yorum yazmak için login olunuz
|
|
|